72. VEREM EĞİTİM VE PROPAGANDA HAFTASI BİLGİ NOTU
(06-12 Ocak)
VEREM EĞİTİM VE PROPAGANDA HAFTASI
“Verem Eğitim ve Propaganda Haftası” 1947 yılında kutlanmaya başlamıştır.
Her yıl Ocak ayının ilk Pazar gününden başlayan haftada kutlanan “Verem Eğitim ve Propaganda Haftası’nın amacı verem ile ilgili toplumun bilgilendirilmesi ve bu hastalığa bütün kesimlerin dikkatinin çekilmesidir.
Bu amaçla; sempozyumlar ve konferanslar düzenlenir, okullarda kompozisyon ve resim yarışmaları yapılır, vatandaşa hastalıkla ilgili eğitim verilir, afiş ve broşürler dağıtılır, yazılı ve görsel basına bilgi verilir.
TÜBERKÜLOZ HASTALIĞININ ETKENİ
TB etkeni “Mycobacterium tuberculosis” basilidir.
Uzun sürede çoğalır, kültürde 2-6 haftada üreyen ve oksijenli ortamda yaşayan bir basildir. Asit ile boyayı vermediğinden aside dirençli basil (ARB) denilir.
TÜBERKÜLOZUN BULAŞMASI
Tüberküloz basili hava yolu ile bulaşır.
Basilin kaynağı, tedavi görmemiş veya düzenli tedavi görmeyen aktif akciğer ve larinks tüberkülozu olan hastalardır.
Hasta insanlardan öksürme ve hapşırma ile ortama yayılan mikrobun solunum yolu ile alınması sonucu bulaşır.
Tedavi edilmeyen her hasta yılda 10-15 kişiye hastalığı bulaştırır.
Balgam yayması pozitif olan ve akciğerinde kavitesi bulunan hastalar daha fazla basil saçarlar.
Basil kaynağı (TB hastası) ile karşılaşma süresi, ortamın genişliği ve havalanması basilin bulaşmasında önemlidir.
En çok hastanın aile bireylerine ve yakın çalışma arkadaşlarına bulaşma olur.
Tedavi ile basil sayısı çok kısa sürede azalır. Hastaların çoğunda ortalama 2-3 haftada bulaştırıcılık yok olur.
TÜBERKÜLOZ ENFEKSİYONU VE HASTALIĞI
Tüberküloz enfeksiyonu ve tüberküloz hastalığı birbirinden farklıdır.
Tüberküloz enfeksiyonu vücutta tüberküloz basilinin sessiz durduğu ve adeta hapsedildiği bir durumdur.
Tüberküloz enfeksiyonu basilin vücuda girmesinden sonra 8-10 haftada tüberkülin deri testinin (TDT) pozitifleşmesi ile kendini gösterir.
Tüberküloz enfeksiyonu olan kişilerin yaklaşık %10’unda yaşamlarının bir döneminde tüberküloz hastalığı gelişir.
Tüberküloz hastalığı; tüberkülozla ilgili klinik belirti ve bulguların ortaya çıktığı duruma denilir.
Hastalığın gelişmesine yol açan, vücut direncini düşüren, bağışıklığı etkileyen hastalıklar ve etkenler vardır. HIV/AIDS vücut direncini en çok düşüren hastalıktır. Bunun dışında başta diabetes mellitus, kronik böbrek yetmezliği, bazı kanserler, ilaç ve alkol bağımlılığı, sigara, silikozis olmak üzere bazı kronik hastalıklar da vücut direncini düşürür. Bebeklerde ve yaşlılarda vücut direnci düşük olduğundan hastalığa yakalanma riski fazladır.
Tüberküloz hastalığı saç ve tırnak hariç tüm doku ve organları tutabilir, tuttuğu doku ve organa göre bulgu ve belirti gösterir, ancak en çok akciğerlerde görülür (%60-70). Hastalığın tuttuğu
Evrakın elektronik imzalı suretine http://e-belge.saglik.gov.tr adresinden 0a1895b6-4281-4766-88f8-01239d651aa4 kodu ile erisebilirsiniz.
Bu belge 5070 sayılı elektronik imza kanuna göre güvenli elektronik imza ile imzalanmıstır.
2
diğer organlar arasında en sık görülenler; plevra, lenf bezleri, kemikler, böbrekler ve beyin zarlarıdır (menenjit).
TÜBERKÜLOZ HASTALIĞININ BELİRTİLERİ
Genel yakınmalar: Halsizlik, iştahsızlık, kilo kaybı, çocuklarda kilo alamama, ateş, gece terlemesi vb. olabilir.
Solunum sistemi yakınmaları: Öksürük, balgam, öksürükle kan tükürme, göğüs-sırt-yan ağrısı, nefes darlığıdır.
Larinks tüberkülozu ses kısıklığı yapabilir.
Diğer organları tutan tüberküloz hastalığında ilgili organa ait bulgular olabilir (lenfadenopati, hematüri, eklemde şişlik vb.).
İki- üç haftadan uzun süren ve non-spesifik antibiyotik tedavisi almış olmasına rağmen klinik yanıt alınamayan öksürükte tüberküloz hastalığından şüphelenmek gerekir.
TÜBERKÜLOZ TANISI
Tüberküloz hastalığının kesin tanısı, balgamda verem mikrobunun gösterilmesi ile konulur. Basilin mikroskopta gösterilmesi ya da kültürde üretilmesi gereklidir.
Hastanın semptomları ve röntgen bulguları, hastalıktan şüphelenmeyi sağlar. Semptomlar yavaş gelişir.
Akciğer tüberkülozu akciğer röntgen filminde bazı belirgin değişikliklere yol açar. Bu değişiklikler doktorun veremden şüphelenmesine yol açar.
Tüberküloz tanısında kullanılan deri testi (TDT) vücutta mikrobun olduğunu gösterir. Enfeksiyon veya hastalık olabilir. Bu konudaki değerlendirmeyi ilgili doktor yapar.
BİLDİRİM VE KAYIT
Tüberküloz, bildirimi zorunlu bir hastalıktır. Tüm sağlık kurum ve kuruluşlarında tanı konulan hastaların 24 saat içinde ilgili İlçe Sağlık Müdürlüğüne/Toplum Sağlığı Merkezine bildirilmesi gereklidir.
Tanı konulan tüm verem hastaları verem savaş dispanserinde kaydedilir.
TÜBERKÜLOZ HASTALIĞININ TEDAVİSİ
Ülkemizde tüberküloz tedavisi ücretsizdir.
Tüberküloz tedavisi standarttır. Bu standart tedavi, hastanede ya da dispanserde aynı şekilde düzenlenir.
Yeni tüberküloz hastalarının tedavisinde standart tedavide genellikle iki ay 4 farklı ilaçla ve dört ay 2 ayrı ilaçla olmak üzere 6 aylık tedavi uygulanmaktadır.
Tedavide kullanılan bütün ilaçlar verem savaşı dispanserlerinden ücretsiz verilir.
Tedavide verilen ilaçların düzenli içilmesi çok önem taşır. Çünkü hastaların bir kısmı tedaviyi terk etmekte ve toplumda basil saçmayı sürdürmektedirler.
Hastanın ilaçlarını içtiğinden emin olmak için her doz ilacı bir sağlık personelinin veya başka bir görevlinin gözetiminde içirtmek en uygun yoldur. Buna doğrudan gözetimli tedavi (DGT) denilir.
Tedavinin dispanserde ya da hastanede başlanması gerekir. Aylık takiplerinin de dispanserde yapılması uygundur. Tedaviyi sonlandırana kadar özenle sürdürmek gerekir.
DİRENÇLİ TÜBERKÜLOZ
Tüberküloz tedavisinde ilaçlar eksik ya da düzensiz kullanılırsa hastalık iyileşmez, tedavisi güçleşerek dirençli tüberküloz gelişebilir.
Özellikle çok ilaca dirençli tüberküloz (ÇİD-TB) (İzoniyazid ve Rifampisin’e direnç) tüm dünyada önem arz etmektedir.
Evrakın elektronik imzalı suretine http://e-belge.saglik.gov.tr adresinden 0a1895b6-4281-4766-88f8-01239d651aa4 kodu ile erisebilirsiniz.
Bu belge 5070 sayılı elektronik imza kanuna göre güvenli elektronik imza ile imzalanmıstır.
3
DSÖ tahminlerine göre Dünya genelinde yeni olguların %3,6’sı ve önceden tedavi görmüşlerin %17’si ÇİD-TB’dir.
Türkiye’de 2017 yılında tespit edilen 12.046 vakanın 191’i çok ilaca dirençli tüberküloz hastasıdır. Bunların 128’i yeni olgu iken 63’ü önceden tedavi görmüş olgudur. Toplam TB vakalarında ÇİD-TB oranı %3,2, yeni olgularda %2,4 ve önceden tedavi görmüş olgularda %11,3’tür.
191 ÇİD-TB vakasının %68,6’sı erkek (131 hasta), %31,4’ü (60 hasta) kadındır. Hastaların 153’ü (%80,1) Türkiye doğumlu iken, 38’i (%19,9) yabancı ülke doğumludur.
Dirençli tüberkülozun daha ileri aşamasında bazı ikinci seçenek ilaçlara da direnç gelişmektedir, bu duruma yaygın ilaç direnci denmektedir (YİD-TB). DSÖ tahminlerine göre ÇİD-TB olgularından %8,5’i yaygın ilaç dirençlidir.
Türkiye’de 2017 yılında tespit edilen 12.046 vakanın 2’si yaygın ilaç dirençli tüberküloz hastasıdır. Bu hastaların 2’si de yabancı ülke doğumludur (Türkmenistan, Rusya). Hastaların 1’i erkek, 1’i kadındır.
Ülkemizde dirençli tüberküloz hastalarının tedavisi Ankara Atatürk, İstanbul Yedikule, İstanbul Süreyyapaşa, İzmir Suat Seren Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastaneleri ve bazı üniversite hastanelerinde yapılmaktadır.
TEMASLI MUAYENESİ VE KORUYUCU TEDAVİ
Bulaştırıcı tüberküloz hastası ile aynı havayı paylaşan ve tüberküloz basiline maruz kalan kişilere “temaslı” denilir.
Tüberküloz hastası ile teması olan kişide enfeksiyon gelişimini önlemek ve tüberküloz enfeksiyonu olan kişide tüberküloz hastalığı gelişimini önlemek amacıyla koruyucu ilaç tedavisi verilmektedir.
Tüberküloz hastasının aile bireyleri ve diğer temaslıları dispanserlerde ücretsiz olarak muayene edilir ve gerekli tetkikleri yapılır.
Temaslı muayenesi sonucunda hasta olduğu tespit edilenler tedavi edilir.
Hasta olmayan fakat tüberküloz olma riski taşıyan kişilere koruyucu ilaç tedavisi verilir.
Koruyucu ilaç tedavisi tek ilaçla ve 6 ay süreyle verilir. Bu tedavinin hastalanmayı %90’a varan oranda önlediği bilinmektedir.
VEREM AŞISI - BCG (BACİLLE CALMETTE GUERİN)
BCG aşısı özellikle çocuklarda kanla yayılan ve ağır seyreden tüberküloz hastalığını (menenjit ve miliyer TB) önlemede etkilidir.
Ülkemizde BCG aşısı doğumdan sonra 2. ayını bitiren bebeklere aile sağlığı merkezleri ve verem savaşı dispanserlerinde ücretsiz olarak yapılmaktadır.
Aşı zamanı geçirilirse, 6 yaşa kadar yapılabilir, ancak bu durumda önce tüberkülin deri testi (TDT-PPD) yapılması gerekir.
TÜBERKÜLOZ HASTALARINA YÖNELİK PSİKO-SOSYAL VE NAKDİ YARDIM
Tüberküloz, birey ve toplumda sağlığın yanı sıra, ekonomik ve psiko-sosyal kayıplara da neden olmakta, tedavi uyumu ve uzun süreli tedavilerin sürdürebilmesi için sosyal ve ekonomik destekler verilmesi gerekmektedir.
Bakanlığımız ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı arasında 12.12.2017 tarihinde yapılan protokol çerçevesinde “Psiko-Sosyal ve Mali Kayıp Yaşayan Tüberküloz ve SSPE Hastalarına Yönelik Düzenli Nakdi Yardım Programı” başlatılmıştır. Program kapsamında ekonomik ve sosyal güçlükler yaşayan tüberküloz hastalarımıza 2018 yılı Ocak ayından itibaren nakdi yardım verilmeye başlanmıştır.
Evrakın elektronik imzalı suretine http://e-belge.saglik.gov.tr adresinden 0a1895b6-4281-4766-88f8-01239d651aa4 kodu ile erisebilirsiniz.
Bu belge 5070 sayılı elektronik imza kanuna göre güvenli elektronik imza ile imzalanmıstır.
4
DÜNYADA TÜBERKÜLOZ HASTALIĞININ DURUMU
Tüberküloz (TB) halen dünya genelinde önemli bir sağlık problemidir.
Dünya nüfusunun yaklaşık dörtte biri tüberküloz basili (Mycobacterium tuberculosis) ile enfektedir. Bu insanların %10’unda yaşamlarının bir döneminde tüberküloz hastalığının ortaya çıkacağı düşünülmektedir.
Tüberküloz çoğunlukla ekonomik olarak üretken yaş grubundaki erişkinleri tutmaktadır.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) “Küresel Tüberküloz 2018 Raporu”na göre dünya genelinde tüberküloz görülme sıklığı (insidans) ve tüberkülozdan ölümler düşmektedir.
Dünya genelinde 2017 yılında 10 milyon yeni tüberküloz hastası ortaya çıkmıştır. Bunların yaklaşık 6 milyonu erkek, 3 milyonu kadın ve 1 milyonu çocuktur (15 yaş altı).
Tüberküloz hastalarının üçte ikisi 8 ülkededir (Hindistan, Çin, Endonezya, Filipinler, Pakistan, Nijerya, Bangladeş ve Güney Afrika).
Tüberküloz bulaşıcı hastalıklar arasında en çok ölüme neden olan hastalıktır. Dünya genelinde en çok ölüme neden olan ilk 10 sebepten biridir.
Dünya genelinde 2017 yılında 1,6 milyon insan tüberkülozdan hayatını kaybetmiştir (HIV+TB hastalarında 0,3 milyon ölüm bu sayının içindedir).
Tedavi edilmezse tüberküloz hastalarında ölüm oranı yüksektir. Yapılan çalışmalarda tedavi edilmeyen akciğer TB olgularının %70’inin 10 yıl içinde hayatını kaybettiği saptanmıştır.
Dünyada 2010-2016 yılları arasında TB tedavisi ile 53 milyon hayat kurtarılmıştır.
2017 yılında yaklaşık 558.000 olgu Rifampisin dirençlidir; bunların %82’si çok ilaca dirençli tüberküloz (ÇİD-TB) hastasıdır. Dirençli olguların yaklaşık yarısı Hindistan (%24), Çin (%13) ve Rusya Federasyonundadır (%10).
ÇİD-TB olgularında Dünya genelinde tedavi başarısı oranları düşüktür (%55).
Dünya Sağlık Örgütü tarafından tüm ülkeler için tahmini tüberküloz insidans (estimated incidence) ve mortalite hızları hesaplanmaktadır. Türkiye’nin 2017 yılı tahmini TB insidans hızı yüz binde 17, TB mortalite hızı yüz binde 0,53’tür (Tablo 1).
Tablo 1. DSÖ Bölgelerine Göre Tahmini TB İnsidans ve Mortalite Hızları, 2017 (DSÖ Küresel Tüberküloz 2018 Raporu)
Ülkemizde 2017 yılında verem savaşı dispanserlerine kayıtlı toplam TB vaka sayısı 12.046’dır.
2017 yılı TB hastaların %92,2’si (11.101 kişi) yeni TB olgusu, %7,8’i (945 kişi) önceden tedavi görmüş olgulardır.
Toplam 12.046 hastanın 6.953’ü (%57,7) erkek, 5.093 (%42,3) kadındır.
Hastaların 7.968’inde (%66,1) akciğer tüberkülozu varken, 4.078’inde (%33,9) akciğer dışındaki organlar (lenf bezleri, plevra, kemik, böbrek, beyin vb.) tutulmuştur.
2017 yılı hastalarının %9,2’si (1.107 hasta) yabancı ülke doğumlu hastadır. Yabancı ülke doğumlu TB hastalarında 587 kişi ile (%53,0) Suriye doğumlular birinci sırada gelmektedir. Suriye’den sonra; Azerbaycan, Afganistan, Bulgaristan, Türkmenistan, Somali, Gürcistan doğumlular sıktır.